
Aslında, bu konuda yazmayı, hiç istemiyordum. Fakat, okuduğum bir fıkradan sonra, hiç olmazsa espirili bir yaklaşımla bir şeyler karalayayım dedim.
Global ekonomik kriz!..
Hamdolsun!.. Bize uğramıyacak olan, yahut da teğet geçecek olan "kriz." Artık değip mi geçer?.. Yoksa, delip mi?.. Hayatta kalıp görebilirsek, anlarız bakalım.
Yine, hamdolsun ki; Bankalarımız sapa sağlam, taş gibi. Maşallah!.. Yahu, bankamız mı kaldı ki?.. Taş gibi olmasa da farketmez. Elalemin bankalarından bize ne. Kala kala bir Merkez Bankamız kalmış, bari onu da verin birilerine de, tepe tepe kullansınlar.

Ve de, hamdolsun ki; Biz, daha önceki krizlerden ders aldık. Ödevlerimizi tam yaptık. Hem biz alışıkız böyle şeylere. Bize bişe olmaz. He ya, bişe olmaz dimi?!.. Onlar kendi krizlerine baksın. Bize karışmasınlar bakim. Hem bizim avrupada aslanlarımız, anadoluda kaplanlarımız var. İkisini bir araya getirirsek dünyaya meydan okuruz. Var mı bundan haberiniz?
....
Aaa!.. Bu yaptığınız ayıp ama sizin. Ne o! Niye benim girişimci esnafıma kredi vermiyorsunuz? Niye kredi musluklarını kısıyorsunuz? Niçin, geçen yıl kazandığınız karları, ortaklarınıza dağıtıyorsunuz da, semayenize eklemiyorsunuz? Bir de, benim emekçi kardeşlerimi işten çıkarıyorsunuz? Diyeceğim ama... Durun şuraya gidiyorum, dönünce daha söyleyeceklerim var size. Yahut da, gittiğim yerden söylemesi daha güzel oluyor. Oradan, söylerim en iyisi.
....
Bu konuda bu kadar geyik, yeter sanırım. Şimdi, okuduğum fıkrayı anlatayım mı, sizlere?.. Ben okurken, sonuna gelene kadar başka olaylar bekliyordum. Ne bileyim işte. Issız bir adaya iniyorlar. Orada yaşanacak, ilginç olaylar, daha doğrusu cinsellik içeren bir son bekliyordum. Tabii ki, bu beklenti benden kaynaklanıyordur, muhakkak.
Adamın biri... Adamın biri ne demek ya. Fıkra böyle mi anlatılır?... En iyisi ben fıkrayı aşağıya copy-paste yapayım da, fıkrayı da, fıkracıyı da çileden çıkarmayayım.
.....

Yaşlı çift evliliklerinin kırkıncı yıl dönümünde paraya kıymışlar, Avusturalya''da tatil yapmaya karar vermişlerdi.Uçağın penceresinden saatlerdir okyanusu seyrediyorlardı.
Sessizliği pilotun anonsu bozdu:
"Sayın yolcularımız! Korkarım size kötü bir haberim var. Motorlarımızdan biri sustu, diğeri de susmak üzere. Acil iniş yapmak zorundayız."
"Neyse ki altımızda haritada görülmeyen bir ada var ve sahiline inmeye çalışacağız."
"Bunu başarabilirsek tek sorunumuz bizi bulabilmeleri için dua etmek olacak."
Uçak minik adanın kumsalına başarılı bir iniş yaptı, kimsenin burnu kanamadı.
Uzun bir rahatlama sessizliğinden sonra adam karısının ellerini tuttu, gözlerine endişeyle baktı;
"Mona, bu ayki kredi kartı borcunu ödemiş miydin?"
"Hayır sevgilim, unutmuşum. Kızdın mı?"
Adam endişeyle yine sordu:
"Araba kredisinin taksitini ödemiş miydin?"
"Özür dilerim canım, onu da ödememiştim."
Yaşlı adam karısının ellerini bıraktı ve kırk yıldır yapmadığı şekilde ona sıkı sıkıya sarıldı.
"Aferin"
Karısı şaşkın, korkarak sordu.
"İyi misin tatlım?"
"Hiç olmadığım kadar. Çünkü, bankacılar bizi kesin bulur!"